Ortodonti dişlerin çene kemikleri ile, çene kemiklerinin birbirleri ile ve çene kemiklerinin kafa kemikleri ile ilişkisini inceleyen bir bilim dalıdır. Ortodontik tedavi de bu sistemde oluşan bozuklukları tedavi etme şeklidir.
Süt dişlenme dönemi olarak adlandırılan okul öncesi yıllarda parmak emme, dudak yeme, ağıza yabancı cisim sokma gibi alışkanlıklara bağlı olarak ortaya çıkan sorunların mümkün olduğu kadar azaltılmasına yönelik uygulamalardır. Bu alışkanlıklar süt dişlenme döneminde ortadan kaldırılırsa iskelet yapıda kalıcı bir bozukluk oluşmadan iyileşme sağlanır. Bunun için de birtakım ağız içi veya ağız dışı aygıtlardan yararlanılır.
Karışık dişlenme dönemi ilkokul çağı çocuklarını kapsar, ağızda hem daimi hem de süt dişlerinin bulunduğu dönemdir. Bu dönemde zamanından önce veya sonra süt dişlerinin kaybedilmesi alttan gelen daimi dişlere rehberlik edememesi sonucunda birtakım yer darlığı problemleri oluşabilir. Oluşan çapraşıklığın (çarpıklığın) giderilmesi ortodontinin ilgi alanına girer. Yine bu dönemde başlayıp ergenlik çağının sonuna kadar devam eden çeneler arası uyumsuzlukların giderilmesi de ortodontinin konusudur.
Daimi dişlenme döneminde diş dizilerindeki bozukluklar diş çekimi yapılarak veya yapılmadan sabit ya da hareketli aygıtlarla düzeltilebilir.
Dişeti hastalıklarına bağlı olarak meydana gelen diş düzensizlikleri (yamuk dişler) veya diş kaybına bağlı olarak meydana gelen düzensizliklerin tedavileri de ortodontinin konusudur.
1.Beslenme Bozuklukları: Yeterli beslenemeyen kişilerde, çene ve yüz yapısında hacimsel küçülme meydana gelecek ve normal hacimdeki dişler küçük çenelerde gerekli yeri bulamayacakları için çapraşıklıklar, rotasyonlar (dönme), hatta gömüklük olguları görülecektir.
2.Ağızdan Nefes Alma: Kronik iltihaplar ve benzeri nedenler,uzun süre devam ederse bademcikler aşırı derecede büyüyebilir. Bu durumda solunum yolları daralır ve nefes alma güçlüğü meydana gelir. Bu güçlüğü yenebilmek ve o bölgedeki hava geçiş yolunu genişletebilmek amacıyla çocuk alt çenesini ve buna bağlı olarak dilini öne alma zorunluluğu duyar. Bu durum, uzun süre devam edecek olursa alt çenenin öne doğru konumu yerleşir. Dil ön dişler arasına girer ve dişlerin sürmelerine engel olursa açık kapanış meydana gelir. Hasta burundan nefes alamıyor ise ,üst çenenin büyüme potansiyeli üzerinde negatif etki oluşabilir.
3.Parmak Emme: Yeni doğmuş bir bebekte oldukça gelişmiş bir emme mekanizması vardır. Emme içgüdüsü tatmin edilmemiş bir bebek, bu ihtiyacını gidermek için bazı alışkanlıklar edinir. Anne sütü ile 9-18 ay beslenen çocuklarda çoğunlukla bu alışkanlık görülmez.
Yapılan araştırmalar parmak emmenin yaşamın ilk birkaç haftasında açlığa bağlı olarak geliştiğini göstermiştir. Dişlerin sürmeye başladığı dönemde lokal iritasyonlardan doğan ağrı, parmak emme yoluyla giderilebileceğinden bu alışkanlığın dişlenmeye yardımcı olduğu düşünülebilir. Parmak emme yaşla azalır.
Başarılı bir ortodontik tedavi için hastanın, ailenin ve ortodontistin işbirliği çok önemlidir. Apareylerin önerildiği gibi kullanılması ve bakımı, diş ve diş etlerinin fırçalanması, randevulara vaktinde gelinmesi, tedavi konusunda kaidelerin uygulanması hasta ve ailesinin sorumluluğu altında olan işlemlerdir. Ortodontik tedavi genel diş bakımının yerini tutamaz. Tedavi süresince diş hekimine yaptırılacak bakım ve kontroller çok önemlidir.
Dişleri hareket ettirmek, adaleleri veyahut çenelerin büyümesini etkilemek amacıyla yapılabilecek tedavi sabit ya da hareketli olabilir. Bu tedaviler dişlere veya çenelere çok düşük kuvvetler uygulanarak yapılır. Probleminizin seviyesine göre tedavi yöntemi belirlenir. Sabit uygulamalar aşağıdakilerden oluşur.
Braket takılması: En çok uygulanan yol olan braket takılması teller,braketler ve lastikler kullanılarak yapılır. Braketler dişlerin üzerine yapıştırılır, teller ise braketlerden geçirilerek dişlere baskı uygulanır. Böylelikle dişler kademeli olarak hareket ettirilerek düzgün konumlandırılmaları sağlanır. Tedavi birkaç ay ya da birkaç sene sürebilir ve her ay ayarlamalar yapılarak dişlerdeki düzelmenin istenilen düzeyde olması sağlanır. Son zamanlarda kullanılan braketler, daha hafif ve daha az metal içermektedir. Çocukları motive amacıyla çeşitli renklerde ve yetişkinler için saydam olarak üretilmektedir.
Temel amacı diş bozukluklarını rehabilitasyon etmek olan ‘ortodonti’ aslında soyut olarak ikiye ayrılıyor. Bilhassa küçüklük senelerinde,düzenli kontroller ile olası diş bozukluklarını tespit etmek;bozukluğu önleyecek bir tedavi planı oluşturmak ve uygulamak ortodonti’nin birinci bölümünü oluşturuyor. Böylelikle doğru uygulamalarla ileri ki yaşlarda ortaya çıkabilecek problemlerin önüne geçmiş olunuyor. Ortodonti tedavisi için ilk kontrol 7-8 yaş aralığında başlıyor. Erken kontrol ve gerekiyorsa tedavi, çocuğun sağlıklı bir çene gelişimine sahip olmasını,sürekli dişlerinin düzenli sıralanmasını,dudak ve dil işlevlerinin tertip etmesini ve kötü alışkanlıkların düzeltilmesini sağlıyor.Böylelikle kişi tinsel ve fiziksel olarak sıhhatli bir gelişim süreci yaşıyor. Ancak çoğu kez erken teşhis ve tedavi atlanıyor. Böylelikle fert erişkinliğe eriştiğinde kimi ortodontik problemlerle karşılaşıyor.İşte tam bu evrede ortodontik tedavinin ikinci bölümü olan mevcut bozuklukları düzeltme işlemi devreye giriyor. Eksiksiz bilgilendirme ve ileri teknoloji ürünü tedavi metotları ile yetişkinlerde de son derece başarılı ortodontik uygulamalar yapılabiliniyor.İşte bu yüzden yeni bir gülüşe sahip olmak için asla geç değil.
Ortodonti bozukluklarının negatif neticeleri
Çocukluk ve gençlik senelerinde çeşitli sebepler ile ortodontik tedavisini yaptırmayan kişiler, yetişkinlik döneminde pek çok problemle karşılaşıyor. Bu problemler şöyle sıralanıyor.
Hiçbir sorun olmasa bile 6-7 yaşında her çocuk bir ortodontist tarafından kontrol edilmesi gerekir. Bu kontrollerde; çocuğun çene – iskelet gelişimi, dişsel gelişimi ve diş dizimi, gerektiğinde ortodontik tedaviye başlama vakti belirlenir. Şayet bu yaştaki çocuğunuzda ortodontik açıdan problem yoksa dahi senede 1-2 defa kontrollere gelmeye devam edilmelidir. Bu yaşlarda yapılan ortodontik tedaviler hem koruyucu tedavi, hem de işlevsel ortodontik tedavidir. Çene gelişimine müdahale edilebildiği dönemlerdir. Ayrı olarak daimi dişlerin sürmelerine kılavuzluk edilir.
Alt-üst çene ilişkisinin tertip etmesi ile beraber çocukta çene konusunda oluşabilecek negatif profilin engellenmesi, daimi dişler için boşlukların korunması,daimi dişlerde çekim ihtiyacının azaltılması, çocukta parmak emme, yanlış yutkunma alışkanlıkları, yanlış dil alışkanlıkları gibi problemleri bırakılması tedavide geç kalınmışlığın önlenmesinde, çocukların gelişim dönemlerinde kendilerine olan güvenlerinin kaybedilmemesi bu tedavini asıl amaçlarıdır.
Hastalar ortodonti kliniğine geldiğinde açık kapanış problemine sahipse konuşmalarında problemlerinin olduğu hemen anlaşılır. Tükürüklerini yutarken dudak hafifçe çekildiğinde dilin dişler arasında taştığı görülür. İskeletsel yaygın open widelarda ön bölgede şiddetli bir açıklık gözükürken bölgesel ve daha sınırlı open widelarda dilin yalnızca o bölgeyi kapladığı görülür. Dişlerin birbirine değmedi hastaların bilhassa bir şey ısırırken ısıramadan kopardıkları ifadesi görülmektedir. Bunun dışında open wide’ın yan bölgede oluşan durumlarında sıklıkla görülmektedir.
Açık kapanış niye oluşur?
Açık kapanış başka bir deyişle open wide, kalıtsal etmenlerden oluşabildiği gibi çevresel etmenlere bağlı olarak da oluşabilmektedir. Parmak emme, dilin konumuna bağlı oluşan yutkunma gibi sorunlar, kalem ısırma, tırnak yeme gibi etmenler open wide a neden olabilmektedir.
Açık kapanış tedavisi bilhassa iskeletsel open wide vakalarında tedavi şekli tamamen farklı olabilmektedir. Bunda sarkmış arka dişlerin belirli aletlerle yukarıya alınması veyahut cerrahi metotlarla üst çenenin konumunun değiştirilerek open wide ın kapatılması yönüne gidilebilir. Dişleri ilgilendiren temel open wide olaylarında ise sabit ortodontik tedaviler ve uygulanan elastiklerin bu istikamette katkısı büyük olur ve çok kolay bir şekilde open wide kapatılabilir.
Çapraz kapanış nedenleri
Çapraz kapanışlar ön ve yan çapraz kapanışlar olmak üzere ikiye ayrılır. Ön çapraz kapanışlar alt çenenin büyümesine, üst çenenin geri kalmasına bağlı olarak ön bölgedeki ters kapanışlardır. Yan çapraz kapanışlar ise üst çenenin darlığına bağlı olarak üst çenenin alt çenenin içinde kalması vaziyetidir. Bilhassa kalıtsal olarak alt çenesi büyüyen veya üst çenesi küçük kalan kişilerde ön ve yan çapraz kapanışlar çok sık görülmektedir. Ayrı olarak çevresel etkenlere bağlı olarak ağız solunumu yapan veyahut parmak emen kişilerde de yan çapraz kapanışın görülme ihtimali daha yüksektir.
Çapraz kapanış tedavisi Yan çapraz kapanışlarda dar olan üst çenenin aletlerle genişletilmesi ilk önce yapılması şart olan durumdur. Ön çapraz kapanışlarda ise üst ve alt keser dişler arasındaki ilişkin üst çenenin öne alınarak ya da alt çenenin geriye doğru, alt dişlerin geriye doğru alınarak düzeltilmesi temel amaç olmalıdır.
Underbite nasıl olur?
Alt çene büyüklüğü genetik bir anomalidir. Alt çenenin ya hacimsel olarak büyüdüğü ya da üst çenenin hacimsel olarak küçük kaldığı hastalarda alt dişlerin üst işlere göre daha önde konumlandığı gözlenmektedir. Bu tür anomalilerin ilk görülmesi süt dişlenme dönemi bittikten sonra meydana çıkar. Ancak alt çenenin ileriye büyümesi ergenlik döneminde hızlanır ve daha bariz yüzü etkileyen, yüzün şeklini etkileyen bir hale gelir. Ailesel yani kalıtsal anomaliler kendine her yaşta belli edebilirler. Kimi vaziyetlerde süt dişlerini de etkileyebilir fakat ekseriyetle 6 yaşından sonra ana dişlerin çıktığı dönemde ortodontiste gelen çocukların bu teşhisini koymak daha kolaydır.
Underbite tedavisi ailesel yani kalıtsal olarak alt çenesi büyük olan hastalarda ne yazık ki tedavi cerrahi olarak yani ortognatik olarak çözümdür. Bu da büyümenin bittiği dönemde, 18 yaş civarında cerrahi müdahalelerle alt çenenin küçültülmesine yöneliktir. Kalıtsal olmayan daha çok üst çenenin geriliğine bağlı olarak oluşmuş problemler ise erken dönemde 10 yaş civarında olmak üzere üst çeneye uygulanan çeşitli ağız dışı kuvvetlerin yardım ile çeneler arası ilişkilerin düzeltilmesine bağlıdır ve güzel sonuçlar verebilir. Alt çene büyüklüğü büyük oranda kalıtsaldır. Ama bunun yanında bademcik büyüklüğüne bağlı olarak çocukların alt çenesini önde tutması, veyahut çevreninde alt çenesi büyük olan bir ebeveyni taklit ederek alt çenesini önde tutması, ayrı olarak üst dişleri ile alt dişlerin erken temaslar nedeni ile alt çenesini önde konumlandırmak zorunda kalan çocuklarda bu vaziyet kalıcı olabilir.
Overbite kapı aralar?
Overbite ya da derin kapanış denilen anomalinin asal nedeni kalıtsaldır ve üst dişlerin alt dişleri aşırı derecede örtmesi ile gözükür, alt çene bu olaylardan geride kalmıştır. Kliniğe gelen hastalar da overbite’a sahip olanlar hemen ayırt edilebilir. Bu hastaların ağız içi muayenehane kontrolünde alt dişlerin hemen hemen hiç gözükmediği, gülümseme sırasında üst diş etlerinin normalden fazla görüldüğü, bu hastaların yan duruşlarında çene ucunun normalden daha geride olduğu, üst dudağın daha belirgin bir şekilde önde olduğu dikkat çeker. Overbite ya da derin kapanış kalıtsal orijinli olduğu için erken yaşlarda fark edilebilir. Genellikle kimi çocuklarda süt dişlenme döneminde dahi kendini gösterirken,12 yaş civarında bu hastalarda bu problem tamamen ortaya çıkmıştır. Bu yüzden bu hastaların bu yaş civarında kesinlikle bir ortodontiste görülmesi gerekmektedir.
Overbite tedavisi nasıl olur?
Derin kapanışa sahip hastalarda ilk etapta ilk 12 yaşına kadar sabit ortodontik tedaviler ile üst dişler yerine alınıp, bir miktar alt çenenin öne gelmesi sağlanabilir. Bunun için çeşitli fonksiyonel ya da sabit aletlerden yararlanılır. Hastanın şayet yaşı büyük ise 18 yaş civarında operasyonla da alt çene öne alınarak profil ve dudak ilişkisi düzeltilebilir.
Diş telleri kusurlu ısırma (malocclusion) ile kayan dişleri düzeltmek için kullanılan bir yoldu. Ancak bugün bazı durumlarda geleneksel ortodonti tedavilerinde kullanılan braket ve tellerine gerek kalmadan dişleri düzeltmeyi sağlayan Invisalign sistemi bulunmaktadır.
Patentli olan Invisalign sistemi, dişleri aşama aşama yeniden yerleştirmek için bir seri renksiz, çıkarılabilir düzleştiriciler kullanmaktadır. Invisalign sisteminin seçilmesinin nedeni, diş tellerine göre daha iyi görünmesindendir. Ayrıca çıkarılabilir olduklarından, yemek sonrası dişleri temizlemek daha kolaydır. Invisalign düz ve rahattır, bu nedenle diş etlerinizde, yanağınızda ve dilinizde iltihaba neden olmazlar. Invisalign sistemi, metallerde karşılaşabileceğiniz alerjik tepkiler de yaratmaz.
Önce dişlerinizin ölçüsünü, ısırma şeklinizi, fotoğrafla ve röntgenle alınır. Bu malzemeleri ve tedavi planınız laboratuara gönderilir. Laboratuar bunlarla Invisalign üretir – Invisalign tam olarak sizin için hazırlanmış renksiz kalıplardır. Her bir Invisalign 2 hafta boyunca takılır ve bunları sadece yemek yerken, içerken diş fırçalarken ve ip kullanırken çıkarırsınız.
Her 2 haftada bir Invisalign bir yenisi ile değiştirirsiniz. Dişleriniz her seferinde arzulanan yöne hareket eder ve bu, dişler istenen pozisyona gelip düzelene kadar devam eder. Her 6 haftada bir, tedavinin uygun olarak geliştiğini incelenmesi için diş hekiminizi ziyarete gidersiniz. Invisalign ile yapılan ortodontik tedavi tipik olarak 9-15 ay arası sürer ve bu sürede 18 ila 30 Invisalign kullanılır. Tedavinin tamamlanma süresi, her bir durumuna göre değişecektir.
Sağlık tarihçeniz ve yaşam tarzınızla ilgili detaylı inceleme ve gözden geçirmeden sonra Invisalign’ın sizin için uygun olup olmadığına diş hekiminizle baraber karar verebilirsiniz.
Evet, dişleri ilgilendiren tedaviler dişler ve periyodonsiyum sıhhatli olduğu sürece hemen her yaşta yapılabilmektedir. Ancak çene kemiklerini ilgilendiren anomaliler, ileri yaşlarda yalnızca operasyon ile düzeltilebilmektedir.
Dişlerinizdeki düzensizlikler yaşınız ilerledikçe daha şiddetlenecektir. Başka bir deyişle uzun dönemde dişlerinizin görünümü sizi daha çok rahatsız eder bir hal alacaktır. Dişlerinizin düzgün kapanmıyor olması, çene eklemlerinize normalden daha fazla baskı gelmesine neden olup, uzun dönemde ağız açıp kapama kısıtlamaları, çene kilitlenmesi gibi problemlere sebep olabilir. Dişlerinizdeki düzensizlikten dolayı diş araları ve bir takım yüzeyleri daha zor temizleneceğinden, çürük oluşumu düzenli diş dizisi olan bir ferde göre daha fazla olacaktır.
Evet yapılabilir. Yaygın denilen ortodontinin sadece çocuklara uygulandığıdır. Oysa dişlerin yer değiştirilmesi her yaşta olasıdır. Başka bir deyişle isterseniz 8 yaşında olan çocuğunuzun çıkmayan dişleri tedavi ile sürdürülürken aynı anda sizin de dişlerinizin arasındaki boşluklar ortodontik tedavi ile kapatılabilir. Ortodontik tedavinin yaş olarak üst hududu yoktur. İhtiyacı olan fertlere her yaşta uygulanabilir.
Diş üzerine yay, tel veya özel lastiklerle bir kuvvet uygulanırsa kuvvetin yönünde bir hareket oluşur. Hareket eden dişin önünde geçici bir süre için kemik dokusu yıkımı olur, hareketin aksi yönde ise yeni kemik dokusu yapılır. Böylece yeni yerlerini alan dişler, yeni bir kemik yuvasına da otururlar.
Günümüzde daha az fark edilen malzemelerle ortodontik tedavinin en çekinilen özelliği olan tel görünümünden kurtulmak mümkün olabilmektedir. Dişin üst yüzlerine yapıştırılan apareyler metal renginde, beyaz veya diş renginde olabilirler. Hatta bazı durumlarda dişin görünmeyen arka kısımlarına da uygulanabilirler.
Ortodontik tedavide fiyatlar vakanın şiddetine göre değişmektedir. Ortodontik tedavi uzun süreli bir tedavidir. Yapılan bir araştırmada aynı sürede Türk kadınlarının kuaför masrafının aynı uzunluktaki ortodontik tedaviden daha fazla tuttuğu hesaplanmıştır. Ortodontik tedavi yaptırmak istediğinizde bütçenize uygun ödeme planı konusunda size yardımcı olunacaktır.